Heylööö! Bugün yine, bir döşeme ve mantolama yazısıyla karşınızdayım ama bu sefer kendimize döşeyip mantolayacağız. Bunu sokak canları için yapacağız. Haberlerde sık sık hayvan sever insanlarla mahallelinin kavgasını görüyoruz ya da bizzat bizler bu kavgaları yaşıyoruz. ”Buraya mama dökme, kedileri besleme vs vs ” Bu insanları kazanmamız lazım. O insanlarla anlaşamazsak, köşeyi döndüğümüz anda mamayı, suyu yere dökmeye devam edecekler. Onları anlamalıyız, bunu sokakta yaşam savaşı veren sokak canları için yapmak zorundayız. Bu sebeple, hayvan severler neden sevilmiyor konusunda bir yazı hazırladım. Haydi baş!
1-Pislik
Valla, bence en büyük sorun bu; pislik ki bu konuda çoğunluğu haklı. Bazı hayvan severler, bu konuda çok düşüncesiz davranıyor. Besleme yaparken etrafı kirletiyorlar. Sanmayın ki temiz bir kap içerisinde mama verip sonra o kabı alıp atanlardan ya da kabın takibini yapanlardan bahsediyorum. Kimden bahsediyorum biliyor musunuz?
- Her gün yol kenarına farklı kaplarda mama bırakıp, o kapları daha sonra alıp atmayanlardan,
- Önceden bıraktığı mamanın sineklendiğini hatta kurtlandığını göre göre temizlemeyenlerden,
- Ev yemeğini alıp bir kap bile kullanmadan yol kenarına ya da milletin bahçesine dökenlerden,
- Su kabı bırakıp, suyun kirlendiğini göre göre değiştirmeyenlerden,
- Başkalarının bahçelerine hatta balkonlarına izin almadan mama bırakıp gidenlerden,
bahsediyorum.
Sizlere başıma gelen iki farklı anıyı anlatmak istiyorum. Çalıştığım firmanın bahçesine gelip besleme yapan bir abla var. Her gün gelir, etraftaki bütün sokakları gezer ve besleme yapar. Bizim firmanın bahçesine de mama ve su koyar kimse de bir şey demez çünkü kadın temiz. Etrafta asla pislik bırakmaz. Daha sonra bir teyze, arka bahçenin köşesine ev yemeği dökmeye başladı. Evet bildiğiniz ev yemeği. Bir keresinde kadın, yağlı yağlı barbunyayı aldı bahçeye lakır lakır döktü. Allah aşkına soruyorum; ”Senin evde yemediğin beklemiş barbunyayı kedi köpek yer mi?” YEMEZ! Yemediler de. Biz gittik temizledik ve bu kadın bunu yapmaya devam etti. Sonuç olarak, kadınla bizim ofistekiler kavga etti. Şimdi, o kadına sorsanız biz hayvan düşmanıyız. Evet, biz hayvan düşmanıyız ama o kadın pis değil 🙂
İkinci anım da şu; ofisin kullanılmayan bir arka balkonu var. Yılda 2 3 kere ya girilir ya girilmez. Birisi o balkona, salam, sosis, mama fırlatmış 😀 O mamalar da orada kurtlanmış. Kim yaptı bilmiyoruz ama milletin balkonuna mama fırlatmak nedir arkadaş ya? Bunu nasıl kendilerinde hak gördüler bilemiyorum. Onlar ve yukarıda bahsettiğim ev yemekli teyze yüzünden bizim besleme yapan ablaya çıkıştılar ki onun konu ile hiç alakası yoktu. Diğer pis hayvan severlerin ceremesini o çekti. Ben tabii ki de müdahil oldum ama boş yere tartışmalar yaşandı.
Arkadaşlar, temizliğe dikkat etmeyen hayvan seveler yüzünden hem biz, hem de sokaktaki canlar zor duruma düşüyor. Bu, pisliğini temizlemeyenler yüzünüzden besleme yaparken sürekli tepki alıyoruz. Onlar, etrafı kirlettiği için insanlar her besleme noktasının pislik olacağını düşünüyor.
İnternette, yolda gördüğüm kadar kötü bir manzara bulamadım. Yukarıdaki fotoğraf temiz bile ama hepiniz bahsettiğim gibi yol kenarlarını görmüşsünüzdür. Kusura bakmayın ama o yol kenarında oturanlar ve şikayet edenler haklı! Her gün, orayı temizlemek zorunda değiller.
Hayvan Severler Ne Yapmalı?
Bizler, düzenli olarak tek bir kap kullanmalı ve onun temizliğiyle ilgilenmeliyiz ya da kullan at kaplardan kullanıyorsak da alıp atmalıyız. Kimse bizim pisliğimizi temizlemek zorunda değil ki insanlar bunu kedi, köpek pisliği sanıyor. Hayır, bu düşüncesiz hayvan severlerin pisliği.
2-Üslup
Bir diğer, en büyük sorunumuz ise üslup bence. Sokak beslemesi konusunda yapılan tartışmaların çoğunda hayvan severlerin tavrı ve üslubu çok sert hatta kaba oluyor. Haklıyken haksız duruma düşüyorlar. Biliyorum, karşımızdaki insanlar her zaman medeni, iyi kalpli insanlar olmuyor. Aslında çoğunlukla, şirret kavgacı tipler oluyorlar ama bizim amacımızdan şaşmamamız gerekiyor. Biz, orada aç, susuz hayvanlar için varız. Karşımızdaki insanı bağırarak sindirmemiz o hayvanların faydasına değil aksine zararına oluyor. Bizden çıkaramadıkları siniri onlardan çıkartıyorlar.
Peki, biz ne yapmalıyız? Öncelikle, ses kontrolü. Bağırmayacağız ve derdimizi mantıklı cümlelerle sakin sakin anlatacağız. Karşımızdakini anlamaya, sorunu çözmeye çalışacağız. Yani, oluruna bakacağız! ”Tamam kardeşim, seni anladım, sen de beni anla. 1-2 metre ileriye koysam olur mu?” diyeceğiz. ” Sen de haklısın, gel birlikte bir çözüm üretelim. İkimiz de kötülük istemiyoruz. Orta yolu bulalım. ” diyeceğiz çünkü mecburuz. Amacımız, sokaktaki canların aç,susuz kalmaması, mahalleli tarafından şiddet görmemesi değil mi? O zaman, dilimizi yumuşatacağız. Sonuçta amacımız bağcıyı dövmek değil, üzüm yemek 🙂
3- Konut Dokunulmazlığına Saygı
Başkalarının, bahçelerine, balkonlarına izinsiz girmemeliyiz. Kanunen zaten bunun yapılmaması lazım. Bu bile yasakken izinsiz girip oraya yuva, mama koyamayız. Biliyorum, bu kötü bir şey değil. Kimse gidip de atom bombası bırakmıyor ama o mülk sahibi de istemiyorsa zorlayamayız. Buna hakkımız yok. Kimseye zorla iyilik yaptıramayız. Ya kapısını çalıp izin alacağız ya da dışarıda uygun bir yere koyacağız. Adamın bahçesinde yuva koyup, adamla kavga gürültü yaptıktan sonra sanıyor musunuz ki o hayvanlara orada rahat verecekler? Hayır, vermeyecekler. Toplayıp bir çuvala yol kenarına atıp gidecekler.
Apartman içerisinde kedi beslenmesi konusunda da benzer şekilde düşünüyorum. Bana kalsa hiçbir sıkıntı yok. Her apartmanın içerisinde bir kedi yuvası olsun ama istemeyen insanlar varsa da onlara baskı yapmak çözüm değil. Orta yolu bulmak zorundayız. Anlaşma yoluna gitmezsek karşı taraf kedilere kötü bir şey yapabilir ya da yukarıda da dediğim gibi alıp uzaklara atabilir ki bunun olduğunu çok duydum. Sizce bu durumda kazanan kim olur? Tabii ki onlar. Bu yüzden ya apartmanda sorun çıkartan kişileri tatlı dille ikna edeceğiz ya da apartmanda beslemeyeceğiz çünkü bunu zorla yapmak o canlar için büyük bir risk arz ediyor. Ayrıca kedi fobisi olan insanlar var. Gerçekten psikolojik olarak bunu yaşayan insanlar var. Onlara ” Sen hayvandan korkacağına git, insandan kork!” demek psikolojik sorunlarını yenmelerine yardımcı olmuyor. Burada o hayvana iyilik yaparken, korkan insana da kötülük yapılıyor ki bence buna hakkımız yok.
4- Evcil Hayvanıyla İlgilenmeyenler
Ay, sanırım bu benim en nefret ettiğim kesim. Almış köpeği, bağlamış 1 metre zincire hayvan sabahtan akşama kadar ağlıyor. Sahibinin yaptığı tek şey ise önüne mama, su vermek. Arkadaşlar, hayvan severlik bu değil. Hayvan beslemek bu değil! Bazen öyle bakımsız ev kedileri, köpekleri görüyorum ki eminim sokakta olsa hayvan daha mutlu olur!
Bakımsız hayvanlar da etrafa rahatsızlık verebiliyor. Mesela, bahçeye bağlanmış köpeğin kaka kokusunu kimse çekmek zorunda değil. O hayvan sahibi, o bahçeyi temizlemekle mükellef ya da köpeği eğitimsiz olduğu için sabahtan akşama kadar havlayan köpeği kimse dinlemek zorunda değil. O hayvanın sahibi, bu durumu çözmek zorunda. Belki köpeğin fiziksel bir rahatsızlığı var? Belki, psikolojik olarak bir sorunu var? Bunları araştırıp, hem o hayvanın iyiliği için hem de etrafta yaşayan insanların huzuru için çözmek zorunda. ”Ee, köpek bu havlar, çekeceksin.” diyemezsiniz. Buna hakkınız yok. Bunu yaparak o insanlara karşı hem hayvan severleri hem de hayvanları zor durumda bırakıyorsunuz. Lütfen biraz daha özen ve saygı.
Köpek gezdirirken yanında poşet taşımayanları da es geçmeyelim. Köpek besliyorsanız, onun kakasını temizlemek zorundasınız. Bunun başka bir alternatifi yok ne yazık ki. Özellikle çocuk parklarında köpek gezdirilmemesi isteniyor çünkü mayın tarlasına çevirmişsiniz mk! Bebeler sizin köpek bokunuzu avuçlamak zorunda mı? Biz, sizin bu tutumunuz yüzünden parklardan aforoz ediliyoruz. Lütfen köpekleriniz kakasını toplayın…
4- İstifçiler
Evet ne yazık ki böyle bir gerçek de var. Bazı insanlar, beslediği hayvana bile kötülük olacak kadar çok hayvan besliyor. Dolayısıyla bunun da altından kalkamıyorlar. Ne temizliğiyle baş edebiliyorlar ne de hayvanları kontrol edebiliyorlar. Şimdi burada bir ayrım var, onu net bir şekilde ortaya koyayım ki kendini hayvanların iyiliğine adamış insanlara saygısızlık yapmayayım. Benim bahsettiğim; evine onlarca hayvan doldurup o hayvanları pislik içinde yüzdürenler ya da himayesine onlarca köpek alıp, kiminin saldırgan olmasına rağmen kontrolsüzce salanlar. Bunu ne o hayvanlara yapmaya hakkınız var ne de etrafınızda yaşayan insanlara. Kimse bok kokusuyla yaşamak zorunda değil ya da kimse kendine saldıran bir köpekten kaçmak zorunda değil.
Yukarıda bahsettiğim sorunları biz hayvan severler kendi içimizde çözmeliyiz. Şimdi diyorsunuz ki gerçek hayvan severlik bu değil. Heh işte, evet değil. Bu yüzden zaten bunu çözmeliyiz. Eğer hayvanlara bir faydamız dokunsun istiyorsak biz de bazı noktalarda şapkayı önümüze koyup düşünmeliyiz.
Unutmayın, her şey onlar için.
Not: Sizin gözlemlediğiniz ve benim değinmediğim sorunlar varsa lütfen yorumlar kısmına yazar mısınız?
Kayra
26 Ağustos 2018yavru kedi eğitimi ile ilgili bir yazı yazabilir misin lütfen? işte ne bileyim suziyle varsa böyle deneyiminizi.:)
suzionline
27 Ağustos 2018yavru kedi ile ilk gün konulu bir yazı yazmıştım, tuvalet eğitiminden orada bahsetmiştim ama siz tırmalama, ısırma vs. gibi bir yazı önerdiniz sanırım. Güzel fikir 🙂
nihan
13 Ocak 2019kedi sahiplenmeye karar verdiğimizde ücretsiz sahiplendirme sayfalarına bakmaya başlamıştım. küçüklüğümden beri sfenks kedilere hayranım ancak hayvanların ticari alınıp satılmasına hem de bu nedenle çoğaltılıyor olmasına karşıyım. neyse, bu sayfalardan birinde yetişkin bir sfenksin sahiplendirildiğini gördüm, tahmin ettim isteyenin çok olacağını ama yine de mesaj attım. tahminimdeki gibi diğer yuva arayan kedilere takip çıkmazken, sfenks için arayan/mesaj atan çok olmuş. hiç ısrar, yalvarış vb. içermeyen bence gayet düzgün makul mesajıma öyle bir tepki aldım ki kan beynime sıçradı. sayfadaki diğer kediler yerine neden ona talip olmuşum, kendime kedi değil oyuncak arıyormuşum, egomu tatmin edecekmişim, ben hiç kedi sahiplenmemeliymişim de vs vs. sahiplendirdiği kediye talip olduğum için duymadığım saçmalık kalmadı, şok oldum gerçekten. yaşadığımız yerde de çok fazla sokak köpeği var. bakanlar besleyenler var, köpeklerin de kimseye zararı olduğunu görmedim ama yine de korkanlar da var. hayvan severler sokaktaki köpekleri istemeyenlere öyle tepkililer ki, anlayışlı olmayı bırakıyorlar bazen. aşırı hayvan severleri bu gibi şeyler yüzünden sevemiyorum zaman zaman.
suzionline
13 Ocak 2019Haklısınız, böyle bir durum daha var. Bir durum yanlışsa bile ya da daha farklı bir fikrimiz varsa bile makul kelimelerle anlatmaya çalışmak lazım. Söylediğiniz gibi bir çok tepkiyi ben de görüyorum ancak tavırlarını ve üsluplarını hiç çözüme yönelik bulmuyorum.