Merhaba sevgili kedi severler 🙂 Sizlere 2014 yılında çekilmiş bir belgeselden bahsetmek istiyorum; Kedilerin Gizli Yaşamı. 1 saat boyunca evlerimizdeki küçük ”melek”lerin o kadar da melek olmadığına dair, bir sürü bilgi öğrendim. Eğer link ver link, biz kendimiz izleriz diyorsanız link burada! Diğerleri için ise başlıyorum.
STANDART BİR KEDİ
Belgesel, standart bir caddedeki, standart bir evde yaşayan tatlı bir kedi ile başlıyor. Bu kedi, ailesi tarafından çok seviliyor ve iyi bir şekilde besleniyor. Bir kedinin isteyebileceği her şeye sahip; sevgi, yemek, yatacak güzel bir yer ve dünyadaki en tatlı kedinin o olduğunu düşünen bir aile, ancak bu kedinin hikayesinin sadece bir yanı. Ailesinin hiç bilmediği başka yanı daha var; tıpkı ataları gibi onda da bir avcı yüreği var!
Sadece, Birleşik Devletler’de bile, 100 milyondan fazla kedi yaşıyor. Ve oldukça hareketli ”sokak hayatları” var. Belgeselde onlardan bahsediliyor. Türkiye’de yaşayan,kedisi dilediği gibi gezen kedi sahipleri, bu yazı sizin için çok önemli! Kedilerin gizli yaşamı sizce nasıl? Kedinizin dışarıda neler yaptığını biliyor musunuz? Ya da bir sokak kedisinin bütün gün tam olarak neler yaptığını biliyor musunuz?
Aslanlar, kaplanlar, çitalar, küçük yaban kedileri de dahil o 38 vahşi kediyi barındırıyor. Evcilleşmiş kedimizin atası, yaban kedisi bir tekir kediye benziyor olabilir ama dişleri ve tırnakları bir kaplanınki kadar ölümcül! Peki, bu vahşi kedi nasıl oldu da o vahşi yaşamdan çıkıp, evlerimize hatta yataklarımıza girdi?
Felis catus, evcilleşme yoluna uzun bir süre önce çıkmış . Eski mısırda, tahıl ambarlarının vazgeçilmez koruyucusuymuş ve tapınırcasına seviliyormuş. Ancak, tarihte her zaman bu kadar sevilmemişler. Bazı kediler şeytanın arkadaşı olduğuna inanıldığı için kazık üstünde yakılmışlar.. Kısa bir süre sonra açık denizlerde gemilerdeki bütün fareleri yakalayıp, eşsiz avcılık yeteneklerini kanıtlamışlar ve itibarlarını yeniden kazanmışlar. Günümüze en yakın örnekte ise, çiftçiler ve onların ambar kedileri arasında kurulmuş. İronik ama kedinin evcilleşmesi vahşiliği sayesinde olmuş.
Belgeselde birkaç kedinin hayatına odaklanmışlar;
Rush ve Nude
Bugün Amerika’da yaşayan bir kedi, Rush’ın 3. doğum günü. Ailesi ona güzel bir doğum günü pastası hazırlamış <3 Rush ve Nude oldukça besili olmasına rağmen, yine de dışarı çıktıklarında avlanıyormuş. Bu sebeple kedilerini sürekli evde tutuyorlarmış ancak sıkılmalarına fırsat vermiyorlarmış.
Rush’ın sahibinin, küçükken bir komşusu varmış ve komşusu kedisini kısırlaştırmıyormuş. Evlerinde sürekli yavru kediler oluyormuş, bu küçük çocukken ona harika gibi görünse de, bazen yavruların aniden ortadan kaybolduğunu fark ediyormuş ve nereye gittiğini bir türlü anlayamıyormuş.. Şu anda tahmin etmek ne yazık ki güç değil. Her gün yüzlerce kedi terk ediliyor.
Peki, kendi haline terk edilen bu hayvanlara neler oluyor? Birden bire yabancı bir dünyada yaşam savaşı vermek zorunda kalıyorlar. Genetik olarak şanslı oldukları için, bazı kediler buna ayak uydurabiliyorlar ancak bu o ortamın diğer sakinleri için hiç iyi olmuyor! Çünkü kediler, fiziksel olarak mükemmel birer avcı olarak yaratılmışlar. Doğru hisleri ve inadı sayesinde bir çok avın karşısında hiç şansı olmuyor.
Terk Edilen Kedilerin Doğaya Verdiği Zarar
Miami Florida’ da, terk edilmiş binlerce kedi bir tartışma konusu oluşturuyor. Terk edilmiş hayvanları parklara bırakmak yasak olsa da parklar terk edilmiş kedi kolonileriyle dolu. Türkiye’de de durum pek farklı değil. Bu kadar çok yırtıcı bir arada olunca, bunun tabii ki belirli sonuçları oluyor. Göçmen kuşlar için, dinlenme alanı olan bu küçük parklar çok kıymetli! Çok çok uzak yerlerden gelen bu kuşlar, yoruluyor, acıkıyor ve dinlenecek bir yere ihtiyaç duyuyorlar. Bu da, kediler yüzünden ne yazık ki imkansız hale geliyor…
Sorumsuz insanlar yüzünden hem vahşi yaşam kötü etkileniyor, hem de kedilerin hayatı açlıkla, tür içi kavgalarla ve hastalıkla boğuşmakla geçiyor. Orada bir çok kedi zamanla yaklaşılamayacak kadar vahşileşiyormuş ve yakalamak dahi mümkün olmuyormuş ve bir tanesi fip ya da lösemi gibi bir hastalığa yakalanırsa bu hem o kedinin, hem de diğerlerinin sonu anlamına geliyor.. Dolayısıyla yakalanırsa eğer uyutuluyor. Bu kedilerin yaşayacakları yer konusunda bir çözüm geliştirilemediği için, göçmen kuşlar ne yazık ki bir çok kayıp veriyormuş.
Sadece Evsiz Kediler Avlanmıyor
Yalnız, şöyle bir sıkıntı var ki avlananlar sadece evsiz kediler değil! Birleşik milletlerdeki 60 milyon ev kedisinin çoğunluğu eve girip çıkabilen kediler olduğu için karınları tok olsa dahi ”sadece sevdikleri için” sürekli av peşindelermiş. Peki, sokakta serbest bir şekilde dolaşan bu kedilerin çevreye etkisi ne sizce?
Virginia Vahşi Yaşam Merkezinde bu sorunun cevabı oldukça açık bir şekilde ortadaymış. Her gün gelen hastaların bir çoğu, sıradan ev kedilerinin saldırdığı hayvanlar, bir çoğu tedavi edilemez durumdaymış. Her 5 hastadan 4ü ne yazık ki iyileşemiyormuş. İyileşseler bile, kedi tükürüğü yabani hayvanlar için bir nevi zehir gibiymiş, yaraları yüzünden ölmeseler bile bu zehir yüzünden 24-48 saat içerisinde enfeksiyondan ölüyorlarmış. Kedi saldırısına maruz kalan hayvanların yüzde sekseni ölüyormuş.
Oradaki veterinerin bu konuya yorumu şu şekilde; Ben bir veterinerim işim ihtiyacı olan hayvanları iyileştirmek. Ancak bu bir israf, bu hayvanların buraya gelmek zorunda olmaması gerekiyordu. Keşke insanlar ev kedilerini evde tutabilselerdi ve bu hayvanlar ölmeseydi. Peki kedi sahipleri ne yapmalı??
Ting Tang To
Bu kedinin sahibi uzmanlık alanı kuşlar olan bir biyologmuş. Ağaçlık arazide yaşayan sahibinin bahçesindeki ağaçlar, kuşlarla doluymuş. Dolayısıyla biyoloğun bir ikilemi var; kuşlar ve kediler! Ting tang to, her sabah kahvaltısından sonra avlanmaya hazır oluyormuş ama sahibi onu öğlen 12’ye kadar (kuşların en aktif olduğu saatlerde) dışarıya salmıyormuş ve akşam 8’den sonra dışarı çıkmasına izin vermiyormuş çünkü Ting tang to geceleri avlanma konusunda oldukça başarılıymış…
Peki, kedilerin avlandığı gerçeğini kabul edersek, ne kadar avlanıyorlar? İngiliz memeli hayvanlar derneği bu sorunun cevabını bulabilmek için ”Bak Kedi Eve Ne Getirdi” dediği ankette bunu bulmaya çalışıyor. Anketin başındaki kişi, kedilere farklı iki duygu beslediğini söylüyor. Hem onları çok sevdiğini ve davranış tarzlarının eşsiz olduğunu düşündüğünü, hem de vahşi hayata verdikleri zarar yüzünden çok üzgün olduğunu… Dernek halktan 5 ay boyunca, kedilerinin eve getirdikleri avları rapor etmesini söylüyor ve sonuçlar inanılmaz! 750 kediden rapor almışlar. İçlerinde bir tanesi var ki, 7 sayfa uzunluğunda kuş ve küçük memeli yakalayarak katılım sağlıyor! Missy…….
Missy
Araştırmacılar, Missy’nin dışarda dolaşan azılı bir katil olduğunu söylüyorlar. Sahipleri Missy’nin çok avlandığını bilerek bu ankete katılmışlar ancak her gün getirdiklerini yazmaya başladıklarında, sayının fazlalığı onları da şaşırtmış ve her geçen gün avlanan hayvanlara üzülmeye başlamışlar.. En çok üzüldükleri de, kırlangıçlar ve tavşanlar oluyormuş.. Missy onları bazen yiyiyormuş, çoğu zaman öldürüp bırakıyormuş. Son iki hafta içerisinde eve 35 ceset getirmiş.
Bir zamanlar böyle bir avcılık yeteneği bir dünya seyahati bileti demekmiş. Kendilerine gemide anında iş buluyorlarmış 🙂 Ancak, limanı terk eden bütün kediler eve dönmüyormuş ve gemiden kaçarak yeni karalara ayak basıyorlarmış. Yeni Zelanda ne yazık bu durumun bedelini ağır ödemiş. Sadece bir kaç yırtıcı hayvanla evrimini tamamlayan Yeni Zelanda kuşlarından bazılar bu kediler yüzünden, nesli tükenecek noktaya gelmiş. peri sungusu kuşu sayısı şu anda yumurtlayan 6 çifte kadar düşmüş.
Kuşları koruma derneğinde çalışan bir kişi 5 yıl önce yaşanılan gizemli bir olaydan bahsediyor. Her gün geldiklerinde bir sürü yavrunun öldürüldüğünü görüyorlar ancak neyin öldürdüğünü bulamıyorlar. Çözümü yuvalara kamera yerleştirmekte buluyorlar. Sonuç dehşet verici oluyor. Bir kedi 4 gecede tam 40 yavru öldürüyor. Yavruların sadece kafalarını yiyiyor ve cesetlerini orada bırakıyor. 4 yıl boyunca yapılan araştırmalar sonucunda tek çözüm bulabiliyorlar, o da yaban kedilerinin Manguay Parkından tamamen yok edilmesi…
Diddles
Sahibi yine bir kuş sever olan Diddles, 24 saat boyunca isterse eve giriyor isterse bahçeye çıkıyor. Ailesi onun için harika bir geçit yapmış! Kuşlara zarar verme ihtimali olmadan dilediğince geziyor. Bahçeleri kuşlarla dolu olduğu için ailesi böyle bir çözüm geliştirmiş.
İyi beslenen ve yatacak yerleri olan bu felis catuslar, ne yazık ki rakiplerine karşı oldukça üstün bir konuma geliyorlar. Bir çok hayvan, bu olağanüstü yaratıkla başa çıkamıyor. Bizler bu belgeseli izlerken, Birleşik Milletlerdeki kediler 30.000’in üzerinde kuş yakalamış. Missy geçen ay 5 tavşan, 17 sorex,11 fare ve 7 kuş yakalamış. Miami parkına 9 kedi daha bırakılmış. Rush 1 yaş günü daha kutlamış. Diddles geçitlerin içinden kuşlarla sohbet etmiş. Ting Tang To ise 2 kes sokağa çıkma yasağını çiğnemiş!
Peki bu bilgiler ışığında siz neler düşünüyorsunuz? Kedilerin kazandığı bu çifte standart yüzünden, nesli tükenme noktasına gelen diğer canlılar var… Türkiye’de şehirlerde zaten avlayabilecekleri tavşan falan yoktur ama sizler, eğer serbestçe dışarı çıkmalarına izin veriyorsanız, kedilerinizin dışarıda ne kadar avlandığını biliyor musunuz? Türkiye’de de bir Missy var mıdır acaba merak ettim şimdi. Benim kafam çok karıştı. Serbestçe gezmesine izin veren kedi sahiplerinin yorumlarını merak ediyorum.
Esra
8 Mayıs 2019Sahiplendiğim ilk kedim iflah olmaz bir avciydi. Bendeki de deli cesaretiymiş (lisedeydim) 6. katta olan evimizin teras kapisini cani sıkılmasın diye hep acik tutardim. Çok şükür düşme-kendini yaralama gibi bir durum olmadi ama teras gibi kisitli bir ortamda bile yakaladigi güvercin, serce, kirlangic sayisini bilmiyorum. Hiçbirini kurtaramadik..
neslihan nacitarhan
17 Haziran 2020İstanbul’da yaşadığım için kedimi dışarı salmıyorum. büyük şehirler ev kedileri için tehlikeli. ama bu konuya daha önce bir kitapta rastlamıştım. (adını hatırlayamadım şimdi.) ev kedilerinin oyun için avlanmasını tıpkı insanlar için olduğu gibi gereksiz. fakat sokakta yaşayan kediler için genetik zorunluluk. missy.nin dişlerinin arasındaki tavşanlı fotoğrafını görünce aklıma hayvan belgesellerindeki aslanın ağzındaki geyik geldi. önlerine kasaptan aldığımız kuzu,danai yada hindiyi koyarken sorun yokta avlandıklarında mı var? insanlar binlerce türü yok olmasına neden olurken niyeti doğayı bozmak olmayan sadece doğasına uyan kedilerimi sorgulayacağız?
suzionline
18 Haziran 2020Aslında sorun doğasına uymasında değil. Hem evde beslenip, normalde olacağından daha güçlü bir halde doğasına uymasında. Çifte standart oluyor, normalde avlayamayacağı hayvanları da avlıyorlar.